Kayıtlar

Genç Bir Doktorun Anıları

Resim
Yayınevi :  Türkiye İş bankası Kültür Yayınları    Sayfa sayısı : 157 Çeviren : Tuğba Bolat      Merhabalar, bu yazımda Mihail Bulgakov'un önemli eserlerinden biri olan Genç Bir Doktorun Anıları'ndan bahsedeceğim. Kitap dokuz öyküden oluşuyor. Genç bir doktorun günlüklerinden üç doktorun birbirleriyle bağlantılı hikâyesini okuyoruz.    "At üstünde ıssız köy yolllarından hiç geçmemiş birine anlatacak bir şeyim yok;ne de olsa anlamayacak bununla ilgili anlatacaklarımı. Geçene de hatırlatmayı hiç istemem." diye başlar. Satırlardan da anlaşılabileceği gibi Bulgakov, tıp fakültesinden yeni mezun olan deneyimsiz bir doktorun şehirden çok uzakta ücra bir köye gidişini ve orada karşılaştığı bütün zorlu mücadelelerini işler.       Genç bir doktorun günlüklerinden devrim zamanı Rusya'da, elektriğin olmadığı ıssız bir köy ve soğuk kış günlerinde beyaz boyası dökülmüş iki katlı binadaki yalnızlığını akıcı bir dil ile aktarır. Genç doktor hem hastalıklarla hem de köydeki batıl

F. Scott Fitzgerald - Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi

Resim
  Yayınevi : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Sayfa Sayısı : 50 Çeviren : Bülent O. Doğan “Nagasava’yı tanıdıkça onu daha da tuhaf buluyordum. Hayatım boyunca pek çok garip insanla tanıştım, ama Nagasava gibisi yoktu. Benden çok daha tutkulu bir okurdu, ama sadece en az otuz yıl önce ölmüş olan yazarları okumak gibi bir ilkesi vardı. ‘Ancak böyle bir kitaba güvenebilirim’ derdi. ‘Çağdaş edebiyata güvenim yok demiyorum. Ama değerli vaktimi de zamanın vaftiz etmediği eserleri okuyarak ziyan etmek istemem. Hayat yeterince kısa’ diye eklerdi. … ‘Ama Scott Fitzgerald öleli sadece yirmi sekiz yıl olmuş’ dedim, kafamdan hesaplayarak. ‘Ne olmuş? İki yıl! Fitzgerald aşmış biri.’ “        Fitzgerald okumadan önce Haruki Murakami’nin kaleme aldığı İmkansızın Şarkısı’nda geçen yukarıdaki diyalog Fitzgerald’ı merak etmeme ve okuma listemde onu önlere taşımama sebep olmuştu. Bu nedenle yazıma daha önce Fitzgerald okumayanlara onun edebiyattaki önemini vurgulayan bu diyalogla başladım.

D. H. Lawrence Kayıp Kız

Resim
Yayınevi : İletişim Yayınları Sayfa Sayısı : 407 Çeviren : Murat Belge      Merhabalar, bu yazımda ilk defa okuduğum İngiliz yazar D. H. Lawrence’ın Kayıp Kız isimli romanından bahsedeceğim. Kayıp Kız, İletişim Yayınları’nın Modern Klasikler dizisinden bir eser. Sanırım diziye yeni bir kitap eklenmiyor ve bazı sitelerde diziye ait kitaplar artık satılmıyor. Ben Malatya Kitap Fuarı’ndan bu kitabı ve yine bu diziden başka bir kitap olan Yedi Harika Hikâye’yi tesadüf eseri almıştım.      Kayıp kız, çevirmeni Murat Belge’nin ön sözde Lawrence’ın tarzı hakkında bilgi vermesiyle başlıyor. Bu ön söz ilk defa Lawrence okuduğum için kitapları hakkında bir fikir edinmemi sağladı. Lawrence’ın roman sanatında yenilikler yapan, eserlerinde farklı sınıflardaki insanların hayatlarına değinen, Modern romanın öncüsü sayılabilen bir yazar olduğu anlatılmış. Ancak kadınların o dönemde gördüğü toplumsal baskılardan kurtulmasını savunmasına rağmen onu erkek egemenliğini yücelttiğini öne sürüp eleştire

Victor Hugo Bir İdam Mahkumunun Son Günü

Resim
  Yayınevi : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Sayfa Sayısı : 88 Çeviren : Volkan Yalçıntoklu Merhabalar, bu yazıda Victor Hugo’nun önemli eserlerinden biri olan “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü’nden bahsedeceğim. Aslında okuyup yorumlayalı uzun bir süre oluyor. Ancak paylaşma fırsatını şimdi bulabildim. Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, Victor Hugo’nun aynı zamanda bu eserinin de konusunu oluşturan neden idam cezalarının olmaması gerektiğini anlatan uzun bir yazısıyla başlıyor. Dönemin özelliklerinden bahsedip örnekler göstererek 1800’lü yıllarda Fransa’da idam cezalarının yeri konusunda bir fikir edinmemizi sağlıyor. Ardından kitabın yayımlandığı dönemde maruz kaldığı eleştirilere değinen tiyatro metni şeklinde bir ön söz daha var. Bu kısımda da o dönemde insanların kitaba ve yazara olan bakış açılarına kısaca değinilmiş. Kitap, adından da anlaşıldığı gibi idam cezasına mahkûm edilen genç bir insanın bu cezasına adım adım yaklaşırken düşündüklerini, hissettiklerini okuyuculara

Grigory Petrov Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Resim
Yayınevi:Çınaraltı  Sayfa sayısı :175  Merhabalar, dün instagram üzerinden yaptığım anket sonucu Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı Yeraltından Notlar kitabından daha fazla oy aldı ve bu nedenle bu eseri inceleyeceğim.    Yoruma geçmeden önce kitabın ön sözünde  Bulgarcadan Türkçeye 1928' de çevrildiği yazıyor. M. Kemal Atatürk'ün bu kitapla nasıl tanıştığı bilinmiyor ama bu kitaptan etkilendiği ve kitabı özellikle askerî okulların eğitim müfredatında okutulmasını emrettiği bilinir.Milli Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Mehmet Emin Bey'in Hayat mecmuasının 74.sayısında kitaptan övgüyle bahsettiği yazısı şöyledir: "Elimde olsa ;Haydarpaşa - Ankara arasında seyahat eden her bir yolcunun eline bu kitabı tutuşturur, kitabı okuturken bir yandan da çevrede bulunan toprak yığını köylere baktırırdım.  Öğretmen olsaydım ;çocuklara bulunduğum şehrin kenar semtlerini gezdirirken, evlerde konuşulanları tekrarlatırken, (yeme-içme, giyim-kuşam) tarzlarını gösterirken, Grigory Petrov

Safveti Ziya - Salon Köşelerinde

Resim
Yayınevi : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Sayfa Sayısı : 150 Merhabalar, bugün yine Türk Edebiyatı Klasiklerinden bir eseri inceleyeceğim. İş Bankası Türk Edebiyatı Klasiklerindeki 16. kitap ve benim de bu seriden okuduğum 2.kitap olan Salon Köşelerinde, Servet-i Fünun topluluğuna ait bir eser ve tüm özelliklerini de taşıyor. Yazar; ağdalı, süslü bir dil kullanmış, işlenen konuyu bize çok yoğun bir anlatımla sunmuş. Kitabın arka kapağında, kitabın ilk olarak Servet-i Fünun dergisinde yayınlandığından ve sansüre maruz kaldığından bahsediliyor. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra yazar çıkarılan bölümleri de ekleyip tekrar yayınlamış. Yine arka kapakta kitabın otobiyografik özellikler taşıdığından ve o dönemdeki Batılılaşmayı anlattığından bahsediliyor. Türk edebiyatı yazarı ve tarihçisi Tahir Alangu kitap hakkında şu ifadeyi söylemiş : “Türkiye’de yabancı aileler çevresindeki bir Türk’ün yaşayışını tasvir etmesi bakımından bütün o dönem romancılarının eksik bıraktıkları bir tarafı

H. G. Wells Tanrıların Tohumu

Resim
Yayınevi : İthaki Sayfa Sayısı : 270 Çeviren : Murat Karlıdağ Merhabalar, bundan kısa bir süre önce Mihail Bulgakov ’un Ölümcül Yumurtalar kitabını okumuştum. O kitapta H. G. Wells’in Tanrıların Tohumu isimli eserinin de adı geçiyordu. Hatta bilim insanları buldukları keşfin Tanrıların Tohumu’nda geçenle aynı olduklarından bahsediyorlardı. Ben de bunun üzerine Tanrıların Tohumu’nu merak edip okudum. İki kitap da benzer bir konuyu ele almışlar. İkisinde de konu, bilim insanlarının canlıların normalden çok daha fazla büyümesine sebep olan bir maddeyi bulmalarıyla başlıyor. Ancak Bulgakov konuyu biraz daha sade ele alırken ve o dönemde Rusya'da yaşananlara bolca gönderme yaparken Wells’in kitabında betimlemeler, ayrıntılar daha çoktu ve konu daha farklı işlenmişti. Tanrıların Tohumu’nda canlıların büyümesini sağlayan madde Herakleophorbia, Tanrıların Tohumu ya da Dev Tohumu olarak da geçiyor. Bu maddenin keşfini yapan bilim insanları Redwood ve Bensington, Herakleop